YPJ komutanı: Tişrîn direnişi tarihin seyrini değiştirdi 2025-12-30 09:03:03     Derya Ren    RIHA - YPJ Komutanı Zinarîn Kobanê, Tişrîn Barajı’nda ortaya çıkan ruh ve iradenin gelecek yılların kaderini belirlediğini belirtti. Zinarîn Kobanê, “Tişrîn’i ele geçirmeye çalışarak Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal edebileceklerini düşündüler. Ancak pratikte böyle olmadı” dedi.    Heyet-i Tahrir el Şam’ın (HTŞ) 8 Aralık’ta Şam'ı ele geçirmesini fırsat bilen Türkiye ve ona bağlı paramiliter gruplar Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırı başlattı. Başlatılan saldırılardan bir jeopolitik konumu itibariyle Tişrîn barajı, Qeremox ve Sirîn çevresi oldu. Geliştirilen saldırılara karşı başlatılan direniş dört ay sürerken, Türkiye ana akım medyası tarafından sık sık özel savaş politikaları kapsamında barajın düşürüldüğüne yönelik haberler yapılarak, bölge halkı üzerinde baskı kurulmaya çalışıldı. Buna karşılık Tişrîn direnişini tüm dünyaya duyuran Gazeteci Cihan Bilgin ve Nazım Daştan, 19 Aralık’ta Türkiye’ye ait SİHA’lar tarafından katledildi. Akabinde gelişen direnişe halkın katılım sağlamasıyla birlikte farklı bir boyuta evrildi.   Tişrîn direnişinin üzerinden bir yıl geçmesine dair Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) Komutanı Zinarîn Kobanê, Tişrîn’deki deneyimleri ve o süreçte yaşananlara dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.    ‘Yeni bir heyecan, ruh ve duruş yarattı’   Baas rejiminin yıkılmasından sonra gelişen durumları hatırlatan Zinarîn Kobanê, Tişrîn’de verilen direnişi ve yaşamını yitirenleri saygı ve minnetle andığını söyledi. Zinarîn Kobanê, “Ronahî Yekta, Arjîn, Egîd Roj ve Bavê Teyar şahsında yaşamını yitirenleri andığımızı ve onların hayallerini gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz. Tişrîn Barajı’nda verilen savaş, büyük bir direniş ve kararlılıkla yürütüldü. Orada oluşan ruh, yeni bir heyecan, irade ve duruş yarattı. Ortaya çıkan iradeye baktığımızda bunun bir kahramanlık iradesi olduğunu söyleyebiliriz” dedi.   Tişrîn direnişinin önemi   Baas rejiminin yıkılmasından sonra halklarda gelişen duruma dikkat çeken Zinarîn Kobanê, QSD ile geçici Şam Hükümeti arasında yapılan 10 Mart Anlaşması’na değindi. Zinarîn Kobanê, “Şu ana kadar somut olarak atılmış herhangi bir adım olduğunu söyleyemeyiz. Eğer bugün Özerk Yönetim esas alınıyorsa ve geçici Şam Hükümeti bu bölgelere saldırı yapamıyorsa, bu durum Tişrîn Barajı’nda verilen direnişle yakından bağlantılıdır. Kurulan hükümet ne farklılıklar ne de inançlar tarafından kabul görüyor. Geçici hükümeti destekleyenler HTŞ ve onun türevi olan yapılardır. Onların da arkasında Türkiye duruyor. Bugün eğer Suriye’de bir hükümet kurulma aşamasındaysa, bu hükümet ülkede bulunan tüm farklılıklara cevap olabilmelidir. Ancak baktığımızda geçici Şam Hükümeti’nin halkların yararına değil, Türkiye’nin dediklerine göre hareket ettiğini görüyoruz” diye ekledi.   ‘Katliam ve talan haberleri geliyor’   Zinarîn Kobanê, kadınların başta olmak üzere haklarını tanımayan bir iktidarın meşruluğunun olamayacağını kaydederek şunları söyledi: “Geçici Şam Hükümeti birçok tarihi fırsatı kaçırdı. Halk; katledilme, kaçırılma, talan ve göç etmekle karşı karşıya bırakıldı. Hükümetin yapması gereken, ülkede istikrarı sağlamaktır. Şu anki hükümet tekçi ve dinci bir zihniyete sahip. Ancak bizim esas aldığımız, kadınların öncülük ettiği demokratik ulus modelidir. Kuzey ve Doğu Suriye’de 13 yıldır büyük bir tecrübeye sahibiz. Geçici hükümetin kurulmasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Suriye’nin her bölgesinden katliam ve talan haberleri gelmeye devam ediyor. Baas rejiminin yıllardır halklar üzerinde uyguladığı katliamların benzerini bugün yeni hükümete bağlı gruplar yapıyor.”     ‘Tişrîn direnişi yılların kaderini belirledi’   YPJ olarak geçici Şam Hükümeti’nin yaptıklarını kabul etmeyeceklerini sözlerine ekleyen Zinarîn Kobanê, Tişrîn Barajı’nda ortaya çıkan direnişin bu temelde geliştiğine vurgu yaptı. Zinarîn Kobanê, “Halk, savaşçıları yalnız bırakmayarak baraja akın etti. Tişrîn’de ortaya çıkan ruh ve irade, gelecek yılların kaderini de belirledi. Bu durum Kuzey ve Doğu Suriye halklarında büyük bir bilinç oluşturdu. Ne kadar bombardıman olduysa, ne kadar halk hedef alındıysa da geri adım atılmadı. Tişrîn’i ele geçirmeye çalışarak Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal edebileceklerini düşündüler. Ancak pratikte böyle olmadı. Halk ve savaşçılar direndi, kazandı. Saldırıların daha da derinleşmesinin önünü Tişrîn direnişi kapattı. Savaşta öyle anlar vardır ki tarihin seyrini değiştirir. İşte Tişrîn direnişi de böyledir” ifadelerini kullandı.   ‘Tişrîn, birlikte yaşamanın bir ön adımıydı’   “Tişrîn, farklı bir maneviyat yarattı” diyen Zinarîn Kobanê, devamında şunları ekledi: “Dört ay boyunca Tişrîn’de devam eden savaş, her günü farklı ağırlıkta ve zorlukta geçti. Direnenlere karşı uygulanan konsept, yok etme konseptiydi. Tişrîn, birlikte yaşamanın bir ön adımıydı; bunu iyi değerlendirmek gerekiyor. Şu an eğer Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldıramıyorlarsa, bunun nedeni de budur. Tişrîn’de ortaya çıkan irade, Türkiye ve ona bağlı çetelere karşı durma iradesiydi. Bu nedenle burada başlayan sürecin öncülüğünü Tişrîn’de ortaya konulan irade yapacaktır. Tişrîn’de yükselen ‘jin jiyan azadî’ ve ‘Em ji mirinê mezintir in’ sloganları, savaşın seyrini belirleyen önemli unsurlar oldu.”    Kararlılık vurgusu   Zinarîn Kobanê, Suriye’de uygulanmak istenen tekçi konsepte karşı YPJ-QSD’nin verdiği direnişin altını çizerek, “Tünellerde, cephelerde arkadaşlarımız direndi. Kadınlar olarak örgütlülüğümüzle cephede ve yaşamın her alanında kadınları yok sayan sisteme karşı savaşacağız. Merkezi olmayan, tüm halkları temsil eden, kadın iradesini tanıyan bir sistem inşa edilene dek şehitlerimizin ve halkımızın fedakârlıklarıyla yürüyeceğiz. YPJ olarak bunu başarmadan durmayacağız, başarıyı kalıcı hâle getireceğiz” diye konuştu.