DEM Parti’den 11. Yargı Paketi’ne şerh
- 11:44 23 Aralık 2025
- Güncel
ANKARA- 11’nci Yargı Paketi’ne şerh koyan DEM Parti, paketin yargı bağımsızlığını güçlendirmek yerine infazda eşitsizliği derinleştirdiği, ifade özgürlüğünü daralttığı ve siyasi tutsaklara yönelik ayrımcı uygulamaları sürdürdüğü vurgulandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) 11’nci Yargı Paketi’ne dair şerh koydu. Şerhte, yıllardır çıkarılan yargı paketlerinin adalet sistemindeki yapısal sorunları çözmek yerine yeni eşitsizlikler yarattığı belirtildi. Metinde, reform söyleminin metinlerde kaldığı, yasama pratiğinin ise güvenlikçi hukuk anlayışını kalıcılaştırdığı ifade edildi.
‘Reform değil kriz yönetimi hukuku’
Şerhte, 2009’dan bu yana açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgeleri’nin yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma gibi temel başlıklarda gerçek bir dönüşüm yaratmadığına dikkat çekildi. 11. Yargı Paketi’nin de önceki paketlerin yarattığı sorunları gidermekten uzak olduğu, aksine infaz hukukunda geçici ve seçici düzenlemelerle “palyatif bir kriz yönetimi” anlayışını sürdürdüğü vurgulandı.
Barış süreci vurgusu: Siyasal irade yok
Şerhte, 1 Ekim 2024’ten bu yana tartışılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne rağmen, paketin demokratikleşme yönünde bir irade taşımadığı ifade edildi. Demokratikleşmenin ön koşulunun siyasi alanın kriminalize edilmesine son verilmesi olduğu belirtilirken, barış talebini dillendiren siyasetçilerin ve demokratik siyasetin hâlâ ağır yargısal baskı altında tutulduğu kaydedildi.
Siyasi tutsaklara ayrımcılık sürüyor
Şerhte eleştirilerden biri de infaz düzenlemelerine yöneltildi. COVID-19 döneminde getirilen erken tahliye düzenlemelerinin üçüncü kez gündeme getirildiği hatırlatılarak, siyasi tutsakların sistematik biçimde kapsam dışında bırakıldığı vurgulandı. Bu durumun infazda eşitlik ilkesini ihlal ettiği, siyasi mahpuslar açısından hapsetmenin fiilen bir cezalandırma ve tecrit rejimine dönüştüğü ifade edildi.
Kadınlar ve çocuklar için cezasızlık uyarısı
Şerhte, kadınlara ve çocuklara yönelik suçlarda cezasızlık sorununa dikkat çekildi. 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair somut adımların pakette yer almadığı, infaz indirimlerinin ise iş cinayetleri ve deprem davaları gibi toplum vicdanını yaralayan suçlarda cezasızlık algısını güçlendirdiği belirtildi.
İfade ve basın özgürlüğüne yeni sınırlar
Şerhte, internet yayınlarına yönelik erişim engeli ve içerik çıkarma düzenlemelerinin Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu ifade edildi. Sulh ceza hâkimliklerine ve idari kurumlara tanınan yetkilerin sansürü kalıcılaştırdığı, basın ve ifade özgürlüğü açısından ciddi hak ihlalleri riski doğurduğu vurgulandı.
‘Geri çekilmeli ya da kapsamlı biçimde revize edilmeli’
Şerhte, 11. Yargı Paketi’nin bu haliyle hukuk devleti ilkesini zayıflattığını, temel hak ve özgürlükleri daralttığını belirterek teklifin geri çekilmesini ya da kapsamlı biçimde revize edilmesini istenilirken, Türkiye’nin ihtiyacının geçici paketler değil, eşitlik ve adalet esaslı bütünlüklü bir hukuk reformu olduğu vurgulandı.







