İzmir’de bağımlılığa karşı yürüyüş

  • 15:25 28 Aralık 2025
  • Güncel
İZMİR – İzmir’de Bağımlılıkla Mücadele Platformu’nun, “Bağımlılık değil, yaşam” şiarıyla gerçekleştirdiği yürüyüşte bağımlılığın sistem sorunu olduğu vurgulanarak buna karşı alternatif dayanışma ağlarının oluşturulması gerektiği ifade edildi.
 
İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu. “Bağımlılık değil, yaşam” şiarıyla yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Kutlubey Taziye Evi önünde bir araya gelen kitle, Çimentepe Pazar Yeri önüne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşte “Özgür bir toplum ve gelecek inşası için bağımlılık değil yaşam” yazılı pankartın taşındığı yürüyüşte sık sık “Bağımlı olma özgür ol”, “Bijî berxwedana ciwanan” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları atıldı. Yürüyüş ve basın açıklamasına çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti temsilcisi ve yurttaş katıldı. Basın metnini platform adına Dilan Toprak okudu.
 
‘Bağımlılık bireysel bir tercih değil, sistem sorunudur’
 
Bağımlılığın bireysel bir tercih olmadığını belirten Dilan Toprak, bu durumun uzun süreçler sonucunda ortaya çıkan bir sistem sorunu olduğunu ifade etti. Dilan Toprak, “Tarih boyunca iktidarların ve egemen sınıfların toplumları denetim altında tutmak için çeşitli araçlara başvurduğu bilinmektedir. Modern kapitalist düzen ise bu denetim mekanizmalarını yalnızca siyasal baskılarla değil, aynı zamanda toplumsal değerleri çözerek, dayanışma ağlarını dağıtarak ve bireyi yalnızlaştırarak yeniden üretmektedir. Kapitalizmin bağımlılığı bir savaş aracı olarak kullanması, özellikle yoksul mahallelerde, genç nüfusta ve kadınlarda çok daha görünürdür. Yoksulluğun genişlediği, geleceksizliğin büyüdüğü her alanda madde kullanımı teşvik edilir, uyuşturucu ticareti örgütlü yapılara bırakılır, dijital bağımlılıklar kontrolsüz biçimde yayılır. Bu durum, toplumun direncini kırmaya ve kolektif örgütlenmelerin önüne geçmeye yönelik daha geniş bir stratejinin parçası hâline gelir” dedi.
 
‘Bağımlılık çok katmanlı bir toplumsal krizdir’
 
Bağımlılığın, yalnızca madde kullanımına ilişkin bir sorun olmadığını ve çocukluktan yetişkinliğe uzanan bütün yaşam çizgisinde etkili olan çok katmanlı bir toplumsal kriz olduğunu vurgulayan Dilan Toprak, “Madde kullanmaya başlama yaşının dokuzlara kadar gerilemesi, toplumda yaşanan çöküşün en sarsıcı göstergelerinden biridir. Ancak bağımlılık yalnızca bununla sınırlı değildir. Dijital teknolojiler ve sosyal medya platformları, bebeklik döneminden itibaren çocukları yoğun bir uyarıcı bombardımanının içine sokmakta. Yetersiz beslenme koşulları, yoksulluk, dışlanma politikaları, ayrıştırıcı eğitim sistemi politikaları, erişimi sınırlı sağlık hizmetleri rehabilitasyon ve bakım hizmetleri çocukları doğdukları andan itibaren zorlu koşullarla baş başa bırakmaktadır. Yaşamın her alanına yayılmış olan yaşamın her alanına yayılmış olan bu görünmez şiddet biçimi çocukların karar verme mekanizmalarını ve tüm gelişim süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Biz de bu yüzden çocuklar üzerindeki bu tür etkileri en aza indirecek olan kapsayıcı ve kendilerini ait hissedebilecekleri alternatif sosyal aktiviteleri, atölye gruplarını ve mahalle çalışmalarını destekliyoruz” şeklinde konuştu.
 
Toplumsal dönüşüm vurgusu
 
Dilan Toprak son olarak şu ifadelere yer verdi: “Bağımlılıkla mücadele yalnızca tedavi ya da rehabilitasyon politikalarıyla sınırlı kalamaz; adalet, eşitlik ve dayanışma temelinde, kesişimsel mücadele alanlarının önem kazandığı bir toplumsal dönüşüm gerektirir. Bu bağlamda ötekileştirilmiş tüm dezavantajlı hale getirilmiş yaşam alanlarının dışına itilmeye çalışılan grupların kendileri tüm çeşitlilikleriyle var edebilecekleri alternatif dayanışma ağları, kolektif yaşam atölyeleri ve kültürel sportif faaliyetleri destekliyoruz”
 
Açıklama sloganlarla sona erdi.