ÖHD’den 'Umut ve Özgürlük' mitingine katılım çağrısı 2025-12-26 12:36:58    HABER MERKEZİ - ÖHD, Türkiye’de hukuk devletinin aşındırıldığına dikkat çekerek umut hakkının derhal uygulanması, AİHM kararlarının hayata geçirilmesi ve barışın hukuki zemininin kurulması talebiyle 4 Ocak’ta Amed’de yapılacak “Umut ve Özgürlük” mitingine katılım çağrısı yaptı.   Demokratik Kurumlar Platformu tarafından 4 Ocak 2026'da Amed'de İstasyon Meydanı'nda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebiyle 4 Ocak’ta gerçekleştirilecek "Umut ve Özgürlük" mitingine ilişkin siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin çağrıları devam ediyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği de, mitinge ilişkin birçok kentte eş zamanlı olarak açıklama yaptı.    Amed   ÖHD Amed Şubesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlük talebiyle 4 Ocak’ta düzenlenecek olan “Umut ve Özgürlük” mitingine dair açıklama yaptı. Amed’de ÖHD dernek binasında yapılan açıklamaya ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter ve ÖHD üyeleri katıldı. ÖHD’liler, açıklama yaptıkları salona, “Umut ve Özgürlük mitingine çağrı” pankartını astı.   Metnin Kürtçesini ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Muhittin Muğuç okurken, Türkçesini de ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Adile Salman okudu.    Ankara   ÖHD Ankara Şube 4 Ocak Mitingi’ne çağrı yapmak üzere Ankara Şube’de basın açıklaması yaptı. Burada yapılan basın açıklamasında Kürtçe deklarasyonu Doğan Şenses; Türkçe metni ise Çiğdem Kozan okudu. Açıklamada, tüm demokratik kurumların ve sivil toplumun mitingi katılması yönünde çağrı yapıldı.     Wan    ÖHD Wan Şubesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle 4 Ocak’ta İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilecek “Umut ve Özgürlük” mitinge dair açıklama yaptı. Dernek binasında gerçekleştirilen açıklamaya, çok sayıda hukukçu katıldı.     İstanbul    Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, 4 Ocak’ta Amed’de yapılacak “Umut ve Özgürlük Mitingi”ne çağrı amacıyla şubesinde basın toplantısı düzenlendi.   İlk olarak söz alan avukat Eylem Arzu Kayaoğlu, “ Bir yıl önce başlamış olan sürecin önemli bir aşamasındayız. İkinci aşama olarak değerlendiren süreçte hala somut adım atılmamış olması umudumuz çok yüksek. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü Ortadoğu halklarının özgürlüğüdür” dedi.      Êlih    ÖHD Êlih Şubesi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, AİHM’in “Umut hakkı” kararlarının uygulanması ve 4 Ocak’ta Amed İstasyon Meydanı’nda yapılacak olan “Umut ve Özgürlük” mitingine katılım için şube binası önünde açıklama yaptı. “Bangawaziya mitinga hêvi û azadiyê” pankartının açıldığı açıklama da ortak metni ÖHD Şube Eşbaşkanı Esra Bağış Ölmez okudu.   Açıklama alkışlarla son buldu.    Riha   Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi, 4 Ocak tarihinde Amed’de yapılacak olan, “Umut ve Özgürlük” mitingi için basın açıklaması gerçekleştirdi. Dernek binasında gerçekleştirilen açıklamaya çok sayıda ÖHD’li katıldı.   Açıklama metninin Kürtçesini  Müslüm Saraçoğlu Türkçesini ise Avukat Fehime Gül Binici  okudu.     Şirnex    Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Şirnex Şubesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlük talebiyle 4 Ocak’ta düzenlenecek olan “Umut ve Özgürlük” mitingine dair açıklama yaptı. Cizîr’de ÖHD dernek binasında yapılan açıklamaya çok sayıda ÖHD’li avukat katılırken, açıklamanın yapıldığı salona “Banga ji bo mitînga hêvî û azadîyê” yazılı pankart asıldı.   Açıklama metnini Avukat Rojger Nuh Ant okudu.     Açıklamada okunan ortak metin şu şekilde:    "Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin sistematik biçimde aşındırıldığı, istisnai ve olağanüstü uygulamaların kalıcı hale getirildiği bir dönemde; barışın, demokratik toplumun ve eşit yaşamın inşası artık ertelenemez bir hukuki ve siyasal zorunluluk haline gelmiştir.  Barışın, demokratik çözümün ve toplumsal adaletin hukuki zemini kurulmadan;Türkiye’nin ve ortadoğunun derinleşen siyasal, toplumsal ve insani krizlerden çıkması mümkün değildir. Bugün ihtiyaç duyulan; hukukun istisna değil kural, keyfiyetin değil insan haklarının belirleyici olduğu bir düzenin inşa edilmesidir.    AİHM kararları yerine getirilmedi   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başta Öcalan/Türkiye (No.2) kararı olmak üzere verdiği kesin ve bağlayıcı kararlarla; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıverme imkânı olmaksızın uygulanmasını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi kapsamında işkence yasağının ihlali olarak tespit etmiştir. AİHM, bu ihlalin giderilmesi için 'umut hakkını' güvence altına alacak yasal düzenlemelerin zorunlu olduğunu açıkça belirtmiştir.    AİHM kararının üzerinden 11 yılı aşkın süre geçmesine rağmen Türkiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin umut hakkını tanıyacak yasal düzenlemeleri yapmamış; binlerce mahpusu kapsayan yapısal ve sistematik ihlali sürdürmüştür. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 15–17 Eylül 2025 tarihli toplantı sonucunda AİHM kararının halen yerine getirilmediği tespitini yenilemiş ve Türkiye’nin yükümlülüklerini tam, etkin ve gecikmeksizin yerine getirmesi gerektiği çağrısında bulunmuştur. Komite keza meclise sunulmuş yasa tekliflerinin kabul edilebileceğini önerdiği gibi Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde kurulan Meclis Komisyonu'ndan da yararlanılabileceğini vurgulamıştır.    Buna rağmen ne TBMM bünyesinde ne de Meclis Komisyonunda umut hakkına dair tartışmalar ilerletilmiştir. Ayrıca komisyon tarafından sürece dair ortak raporun hazırlandığı bugünlerde gerek siyasal bağlamda gerekse de anayasal ve uluslararası hukuk bağlamında umut hakkının yasal çözümüne dair herhangi bir irade veya teklife işaret edilmemiştir.    Yasal düzenlemeler hayata geçirilmeli    Özgürlüğü mutlak biçimde inkâr eden bir infaz rejimi, barışın hukukunu imkânsızlaştırmakta; hukuku ise cezalandırmanın bir aracına indirgemektedir. Süresiz infaz rejimleri ve ağır tecrit uygulamaları, insan onurunu zedeleyerek özgürlüğü istisna, cezalandırmayı ise kural haline getirmekte; bu yönüyle hukuku, barışı ve toplumsal çözüm imkânlarını sistematik biçimde tahrip etmektedir. Avrupa Konseyi’nin çağrıları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı kararları, bu tabloya son verilmesi için özgürlüğü esas alan bir hukuki çerçevenin kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi ise açıktır: TBMM, umut hakkını güvence altına alan ve özgürlüğü hukukun merkezine yerleştiren yasal düzenlemeleri gecikmeksizin hayata geçirmekle yükümlüdür.    Sayın Abdullah Öcalan’ın ifade ettiği gibi; 'Umut ilkesi devletin atması gereken bir adımdır. Bu bagajı kaldırması lazım. Bu, binlerce insanı etkileyen bir meseledir. Nereden bakarsanız bakın bunun kaldırılması gerekir. Hukuk açısından bunun yapılması gerekir. Politika da adalet de bunu gerektiriyor.'    Umut hakkının hayata geçirilmesi; Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması; kürtlerin ve tüm toplumsal kesimlerin hukuk dışı bırakılmasına son verilmesi ve demokratik entegrasyon hukukunun inşa edilmesi, gerçek ve kalıcı barışın temel koşuludur.    'Umut ve Özgürlük' mitingine çağrı   Bu tarihsel sorumluluk bilinciyle, 4 Ocak’ta Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilecek 'Umut ve Özgürlük Mitingi', umut hakkının hukuki ve toplumsal bir yükümlülük olarak hayata geçirilmesi, barış ve demokratik çözüm iradesinin güçlendirilmesi bakımından önemli bir kamusal çağrı niteliği taşımaktadır. Miting, hukukun üstünlüğü, insan onuru ve özgürlük ilkeleri temelinde demokratik bir toplumun inşası yönündeki ortak talebin görünür kılınmasını; barışın ancak hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir hukuki zeminde mümkün olabileceğinin güçlü biçimde ifade edilmesini amaçlamaktadır.    Umut hakkı derhal uygulanmalı   Bizler, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) olarak; umut hakkının derhal uygulanmasını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite kararlarının eksiksiz ve gecikmeksizin yerine getirilmesini, TBMM’nin umut hakkına ilişkin mevcut yasa tekliflerini ivedilikle gündemine alarak yasalaştırmasını talep ediyoruz.    Bu bilinçle; umut hakkının yaşama geçirilmesi ve Sayın Adullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasını, barışın hukuki güvencelerle inşa edilmesi talebiyle; tüm hukukçuları, demokratik kurumları ve halkımızı 4 Ocak Pazar günü Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda bir araya gelmeye, hukuka ve barışa sahip çıkmaya, sorumluluk almaya çağırıyoruz.    Umut hakkını savunmak, barışı savunmaktır."