‘İnsan hakları’ panelinden ortak mesaj: Dilimize sahip çıkalım
- 16:15 17 Aralık 2025
- Güncel
WAN - İnsan Hakları Haftası kapsamında Wan’da düzenlenen “İnsan hakları ve anadilde eğitim, kimlik, eşitlik ve adalet” panelinde, “Bugün biz Kürtler dilimize sahip çıkıp yaymazsak, yok olacağız” mesajı verildi.
Wan’daki demokratik kitle örgütleri öncülüğünde 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında, “İnsan hakları ve anadilde eğitim, kimlik, eşitlik ve adalet” başlıklı panel düzenlendi. Reyâ Armûşê (İpekyolu) ilçesinde bulunan Sanat Galerisi’nde düzenlenen panele, Avukat Veysi Atay ve Diba Keskin konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Kürt Kültürünü ve Dilini Geliştirme Derneği (KURDİGEH) üyesi Gökhan Işık yaptı.
Panele; Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan il yönetimi, Wan Büyükşehir Belediye eşbaşkanları ve merkez ilçe belediye eşbaşkanları, sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Panel salonuna “Statuya kurdî perwerdehiya bi kurdî” yazılı pankart asıldı.
‘Birçok bildirgede Kürtçe çeviri yok’
Panelin ilk konuşmasını Avukat Veysi Atay yaptı. Veysi Atay, “Anadilde ve insan haklarında, kimlikte tartışma yapıyorsak bu, bizim bir yol kat ettiğimiz anlamına geliyor. Haklarımızı bilmemiz gerekiyor. Birçok hakkımızdan mahrum kaldık. Bunlardan biri de anadilimizden mahrum kalmamızdır. Birçok bildirgede bile hâlâ Kürtçe çeviri yok. Devletin her dili ve hakkı bilmesi, tanıması gerekiyor. Yerli halklar bildirgesinde anadilde eğitim kolektif bir hak olarak tanınıyor. Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıkları Koruma Bildirgesi’ne göre kültür ve birçok alanda ana dil zorunludur” dedi.
‘Dil, insan haklarının temeli olarak anılıyor’
Anadilde eğitimden bahsederken hayalden değil, demokratik bir toplumdan bahsedilmesi gerektiğine dikkat çeken Atay, “Her alanda demokratik bir umut yaratılmalıdır. Dil, insan haklarının temeli olarak anılıyor. Bir insan dilinden uzak kalmışsa kimliğinden de uzak kalıyor. Anadilde haktan bahsettiğimizde, bu hak kolektif ve toplum hakkı olarak ele alınmalıdır. Anadilde eğitimden bahsettiğimizde devlet buna göre bir yasa geliştirmelidir. Devlet bunları yapmayınca anadildeki hakları yerine getirmiyor. Kanun mekanizmaları yerine gelmeli ki anadil hakkı uygulansın. Demokratik toplumlarda herkes birlikte bu hakları uygulayıp yerine getiriyor. Dilimizi tanımamız için anadilde eğitim almamız gerek” diye konuştu.
‘Dil sadece iletişim değildir’
Anadilin kimlik ve varlık olduğunun altını çizen Diba Keskin ise anadilin her alanda kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Diba Keskin, “Bir insan kendi dilinde konuşmadığında onun sesi yapay olur, kendi sesi olmaz. Kendi anadilimizden uzak bir dil kullandığımızda içten gelen bir konuşma ve dil olmaz, yapay olur. Dilin yasaklanma sebebi nedir? Neden Kürtçe şarkı kasetlerini sakladık? Bu yasaklanma ve saklamalar, hepsi kendi kökümüzün saklanması ve yasaklanmasıydı. Dil sadece iletişim değildir. Dil vatandır, kimliktir, hafızadır ve varlıktır. Biz dilimizden kopunca sadece dilden değil, kendi tarih ve varlığımızdan da koparız. Devletler bizim dilimizi yasakladı ve konuşmamızı engelledi. Bizler kendi topraklarımızdan, tarihimizden ve dilimizden kopamayız. Bizler kendi dilimiz ile düşündükçe varız. Çocuklarımıza dilimizi ve tarihimizi anlatmadıkça çocuklar kendi dili için çalışmaz” şeklinde konuştu.
‘Her yerde Kürtçe konuşulmalı’
Teknoloji, hukuk ve birçok alanda gelişseler bile çocuklara kendi anadillerinde bir aktarım yapılmadığında çocukların birçok alanda geri kalacağını söyleyen Diba Keskin, “Anne ve babaların dillerine sahip çıkmaları gerekir ki çocuklar dillerine, tarihlerine sahip çıksınlar. Çocukları kendi anadillerindeki dünyaya çekmeliler. Her yerde Kürtçe konuşulmalı. Bir insan kendi anadilinden uzaklaşıp başka bir dile yönelse, sistemin ona uygulamak istediği tüm politikaları kabul etmiş olur. Kendimizi kaybetmeyelim. Kendi içimizde, kurumlarımızda Türkçe konuşursak bunca yıl verilen mücadelenin ne anlamı kalır? Yıllardır kendi anadilimiz için verdiğimiz bunca çaba ve bedellerin anlamı kalmaz. Bugün biz Kürtler dilimize sahip çıkıp yaymazsak, yok olacağız. Her Türkçe konuştuğumuzda toplumumuza ve varlığımıza zarar veriyoruz” dedi.
Panel, soru ve cevaplarla son buldu.







