Kuzey ve Doğu Suriye: Susturulmaya karşı örgütlü direniş

  • 09:01 26 Aralık 2025
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Savaş, rejim değişimi, selefi saldırılar ve derin krizlerin damga vurduğu 2025 yılı, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar açısından aynı zamanda örgütlü direnişin, özsavunmanın ve kadın devriminin güçlendiği bir yıl oldu.
 
Suriye’de rejim değişimi, silahlı çatışmalar ve selefi güçlerin yükselişiyle şekillenen 2025 yılı, kadınlar açısından ağır saldırıların ve sistematik tehditlerin yoğunlaştığı bir dönem olarak kayda geçti. Tam da bu koşullarda Kongra Star, kadınların yalnızca hedef alınan bir toplumsal kesim değil, sürecin yönünü belirleyen politik bir özne olduğunu ortaya koydu. 
 
Kongra Star Sözcüsü Rîhan Loqo, kadınların savaşın yıkıcılığına, yeni iktidarların baskıcı politikalarına ve kadın düşmanı uygulamalara karşı örgütlü mücadeleyi büyüttüğünü, 2025’in kadınlar açısından bir direniş ve yeniden kurma yılına dönüştüğünü vurguladı. 
 
2025 yılının ağır saldırılar, krizler ve komplolarla geçtiğini belirten Rîhan Loqo, buna rağmen kadınların geri adım atmadığını söyledi. Rîhan Loqo, “2025; direniş, fedakârlık, inşa, değişim ve dönüşüm yılı oldu. Bunca saldırının ortasında özgürlük mücadelesi kadınların ve Kongra Star’ın öncülüğünde sürdü” dedi.
 
‘Ne selefi dincilik ne Baas zihniyeti’
 
Baas rejiminin yıkılmasının ardından Suriye’de yeni bir sürecin başladığını hatırlatan Rîhan Loqo, bu sürecin kadınlar açısından ciddi tehditler barındırdığına işaret etti. “Baas zihniyetinden selefi dinciliğe geçiş kadınlar için yeni bir tehlike yarattı” diyen Rîhan Loqo, HTŞ’nin pazarlarda, üniversitelerde ve sokaklarda kadınlara siyah giysi dayatmasını açık bir şiddet politikası olarak nitelendirdi. Kadın özgürlüğü çizgisinin hiçbir biçimde yaşam tarzına müdahaleyi kabul etmediğini vurgulayan Rîhan  Loqo, kadınların ‘Jin Jiyan Azadî’ şiarıyla bu dayatmalara karşı durduğunu ifade etti.
 
‘Kadın katilleri yönetici yapıldı’
 
Rîhan Loqo, Suriye’de kurulan yeni sistemin kadınların haklarını yok sayan bir anlayış üzerine inşa edildiğini belirterek, kadın katilleri Ebû Emşa ve Hatim Ebû Şeqra’nın yönetim kademelerine getirilmesini eleştirdi. “Kadın, çocuk ve toplum katillerinin ülkenin yöneticisi olmasına sessiz kalınamaz” diyen Rîhan Loqo, Kuzey ve Doğu Suriye kadınlarının bu duruma karşı örgütlü ve özsavunmalı bir tutum geliştirdiğini söyledi.
 
‘Kadınlar yeni anayasa dayatmasına razı değil’
 
Kongra Star öncülüğünde kadınların yeni Suriye anayasasına ilişkin kapsamlı tartışmalar yürüttüğünü belirten Rîhan Loqo, kadın haklarını güvence altına almayan hiçbir anayasanın demokratik olamayacağını vurguladı. Kadınların kurucu özne olarak sürece dahil edilmediği bir anayasanın kabul edilemeyeceğinin altını çizen Rîhan Loqo, “Yeni Suriye kadınların rengiyle inşa edilmelidir” dedi.
 
Kadınların mektupları kitaplaşıyor
 
Rîhan Loqo, kadınların duygu ve sözlerinin kalıcılaştırılması amacıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yazılan mektupların kitaplaştırıldığını açıkladı. Daha önce çocukların mektuplarının “Kalbimizin Denizi” adıyla yayımlandığını hatırlatan Rîhan Loqo, bu çalışmanın kadınların kolektif hafızasına önemli bir katkı sunacağını ifade etti.
 
Alevi ve Dürzi kadınlara yönelik sessizlik 
 
2025 yılının Alevi ve Dürzi kadınlar açısından katliamlarla geçtiğini anımsatan Rîhan Loqo, kaçırılan, kaybedilen ve cinsel şiddete maruz bırakılan kadınlara rağmen uluslararası kamuoyunun sessiz kaldığını söyledi. HTŞ’nin elinde tutulan kadınların akıbetinin hâlâ açıklanmadığını vurgulayan Rîhan Loqo, “Kadınlar aile baskısı ile cihatçı çetelerin adaletsizliği arasında yaşam mücadelesi veriyor” diye kaydetti. 
 
Uluslararası kadın dayanışması büyüdü
 
Kongra Star’ın 2025 boyunca Kürdistan’dan Ortadoğu’ya, Avrupa’dan Hindistan’a kadar geniş bir alanda diplomatik ve örgütsel çalışmalar yürüttüğüne dikkat çeken Rîhan Loqo, cezaevlerindeki tutsakların, “Jin Jiyan Azadî” direnişi ve Pexşan Ezîzî’ye verilen idam cezasına karşı çok sayıda kampanya düzenlendiğini aktardı.
 
‘Kadınlar diyalog süreçlerinde öncü’
 
Rîhan Loqo, Kuzey ve Doğu Suriye adına yürütülen diyalog ve entegrasyon görüşmelerinde kadınların belirleyici rol oynadığını ifade etti. Rîhan Loqo, kadınların, kadın devrimi kazanımlarının kalıcılaşması için eşbaşkanlık sisteminin tüm Suriye’de uygulanmasını savunduğunu sözlerine ekledi. 
 
2026 perspektifi: Mücadele büyütülecek
 
Rîhan Loqo, 2026 yılına kadınların “Jin Jiyan Azadî” felsefesi ve “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ekseninde gireceğini belirterek, “Kadın Devrimi ısrarla sürdürülecek ve mücadele büyütülecek” mesajı verdi.  
 
‘Demokratik bir Suriye inşa edilmedi’
 
Kongra Star Eş Başkanı Bêrîvan Yûnûs, konuşmasının başında kadınların bir yıl boyunca ortaya koyduğu mücadeleye ve örgütlenmeye dikkat çekerek şunları söyledi:“BAAS rejiminin yıkılmasıyla birlikte yeni bir dönem başladı. BAAS rejiminin yıkılış yıl dönümünde Suriye’de sevinç yaşandı. Ancak HTŞ iktidara geldiğinde daha fazla kan döküldü. Bileşenlere yönelik saldırılar gerçekleştirildi. Yani sevinç yaşanacak bir tablo ortada yok. Çünkü umut ettiğimiz gibi çok renkli ve demokratik bir Suriye inşa edilmedi. Bu durum halkların umutlarını kırdı. Bu yıl içerisinde de tüm şiddet biçimleri yeniden ortaya çıktı. Bugün HTŞ’nin kendisini inşa etmeye çalıştığı yol ve yöntemler doğru değildir. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye kendisini halkla kabul ettirmiştir. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik bir saldırı gerçekleştiğinde tüm bileşenler buna karşı tepkisini ortaya koymaktadır. Bölgelere yönelik saldırılar yapıldı. HTŞ’nin gelişi sonrası Şehba’ya yönelik yeniden saldırılar gerçekleşti. Alevilere ve Dürzilere yönelik saldırılar yapıldı. Bu da barışın temelini ortadan kaldırmaktadır. Biz Esad döneminden kalan böyle bir sistemi kabul etmiyoruz. Kadınların rolünün olmadığı bir sistemi de kabul etmiyoruz. Çünkü tüm savaşlarda kadınlar ve çocuklar kurban olmaktadır. Bir yıl boyunca barışın temeli, örgütlenme ve özgürlüğün inşa edilmesi için mücadele ettik ve alanlarda yer aldık.”
 
‘Kadınlar özsavunmayı geliştirdi’
 
Bêrîvan Yûnûs, 2025 yılı içerisinde kadınların saldırılara karşı ayağa kalktığını ve özsavunmasını geliştirdiğini belirterek şunları ifade etti:“Kuzey ve Doğu Suriye’de YPJ öncülüğünde kadın kurumları ve örgütlenmeleri belirli bir düzeye kadar kadınların kendini savunmasını sağladı. Özsavunma geliştirildi. Rojava Kurdistanı Devrimi’nin varlığıyla birlikte özsavunma hayatımızın daha fazla parçası haline geldi. Kuzey ve Doğu Suriye’deki sistem aracılığıyla bu durum yayıldı. Biz her zaman tüm Suriyeli kadınlarla birlikte kadınların özsavunma bilincini ve varoluş bilincini geliştirmek istedik. Ancak Esad rejiminin varlığı, yolların kapatılması ve Türk devletinin negatif propagandası imkânlarımızı sınırladı. Kadınlar birlik olarak kendilerini belli bir düzeye kadar geliştirebilir ve savunabilir. Kuzey ve Doğu Suriye’de her ne kadar Kürt kadınları öncülük etmiş olsa da, kadın öncülüğünde bir devrim gerçekleşmiş olsa da, Arap, Süryani, Türkmen, Ermeni kadınlarının katılımıyla ufkumuz genişledi, inancımız güçlendi. İlham Ehmed ve Foza Yûsûf gibi kadınlar siyasi alanda mücadele verdi. Bu durum Kürt kadınlarının rolünü ve gücünü de ortaya koymaktadır. Ancak karşılıklı kültürün tanınması ve inançlara saygı duyulmasıyla bu statüye ulaşılabilir. HTŞ’nin gelişiyle birlikte birçok kadın işinden çıkarıldı. Çünkü kadınlar barışın sembolüdür ve savaşı durdururlar. Kadınların öncülüğü ve birlikteliğiyle Kuzey ve Doğu Suriye’deki mücadele bugün de sürmektedir. Bu deneyimin tüm Suriye’ye yayılması için de mücadele ediyoruz. Barış içinde ortak bir yaşam için bunu yapıyoruz.”