Roboski’nin 14’üncü yılında adalet çağrısı: 'Umut hakkı' uygulansın

  • 20:36 27 Aralık 2025
  • Güncel
İSTANBUL - Roboski Katliamı’nın 14’üncü yıl dönümünde yapılan açıklamada cezasızlık politikalarına tepki gösterilerek, barış ve demokratik çözüm çağrısı yinelendi. DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridin sonlandırılması ve “umut hakkı”nın uygulanması gerektiğini belirterek 4 Ocak mitingine katılım çağrısı yaptı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü, Roboski Katliamı’nın 14’üncü yıl dönümü nedeniyle Sarıgazi İlçe Örgütü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Arife Çınar, ilçe yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. “Unutmadık unutmayacağız Roboski” pankartının açıldığı eylemde sık sık “Roboski’yi unutma unutturma”, “Umut hakkı uygulansın” ve “Bê Serok jiyan nabe” sloganları atıldı.
 
'Katliamlarla yüzleşilmedi, adalet sağlanmadı'
 
İlk olarak söz alan Arife Çınar, Türkiye’de bir “katliamlar tarihi” olduğuna dikkat çekerek, “Dersim Katliamı’ndan Zilan Katliamı’na kadar duyduğumuz ve duyamadığımız birçok katliam var. Bu katliamlarla yüzleşme gerçekleşmedi ve adalet sağlanmadı. Bunun temel nedenlerinden biri ise bu gençlerin ve çocukların Kürt olmasıdır. Kürt halkına her zaman güvenlikçi bir zihniyetle yaklaşıldı. Eğer bugün bir barış sürecinden bahsedilecekse yapılması gereken, bütün katliamlarla yüzleşmektir” dedi.
 
'Çağrımız barışın karşısında duranlara'
 
Ardından konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla birlikte Türkiye’de yeni şeyler konuşuluyor. Bu çağrı, devletin kuruluş kodlarının ve farklı kimliklerle kurduğu ilişkinin değişmesine dönük bir çağrıdır. Bizim çağrımız, olası bir barış sürecinin karşısında duranlaradır. Bu ülkenin yeni yüzyılını eşitlikle, özgürlükle ve demokrasiyle kurabilmenin en kritik aşamasındayız. Barıştan ve ortak yaşamdan daha değerli hiçbir şey yoktur” ifadelerini kullandı.
 
'Sayın Öcalan tecrit koşullarında olmamalı'
 
Kadınların, gençlerin ve emekçilerin geleceksizlikle karşı karşıya bırakıldığını belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, şöyle devam etti: “Komisyonun İmralı görüşmesinden sonra iki ay uzattığı bir süreç var. Kürt halkının tüm baskılara rağmen işaret ettiği baş aktör Sayın Abdullah Öcalan artık tecrit koşullarında olmamalıdır. Türkiye, uluslararası sözleşmelerin imzacısıdır ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararı vardır. Bugün umut hakkının uygulanması demek, Türkiye’de yeni yüzyılı barış, eşitlik ve özgürlükle yeniden kurmak demektir. Umut hakkını uygulamak için güç aldığımız şey halkın iradesidir.”
 
4 Ocak mitingine çağırdı
 
Bütün baskıya ve asimilasyona rağmen halkın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncelerini sahiplenmeye devam ettiğini vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, 4 Ocak'ta yapılacak mitinge katılım çağrısı yaparak şunları kaydetti: “Bütün dünya Sayın Öcalan’ı muhatap almışken soruyoruz: Sayın Öcalan neden hâlâ İmralı Cezaevi’nde? Müzakerelerin sağlıklı yürütülmesi, baş aktörün koşullarıyla doğrudan ilişkilidir. Kürt halkının iradesi Sayın Öcalan’ı hiçbir zaman yalnız bırakmadı ve barış umudunu ayakta tuttu. 4 Ocak’ta Amed İstasyon Meydanı’nda barışın ve özgürlüğün sesi olacağız. Çağrımız, barış ve demokrasiden yana olan herkesedir.” 
 
'Roboski’yi unutmadık'
 
Yasasızlığın Kürt halkını katliamlarla baş başa bıraktığını belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Dönemin incelemelerinde dahi, üst düzey yetkililere gerekli bilginin verilmesine rağmen adım atılmadığı açıkça dile getirildi. Bu durum, Kürt halkına reva görülen yaklaşımı net biçimde gösteriyor. Roboski’yi unutmadık; ailelerin acısı bizim acımızdır” diye konuştu.
 
'Failler 14 yıldır cezalandırılmadı'
 
Ardından basın metnini DEM Parti İstanbul Kadın Meclisi üyesi Şengül Bingöl okudu. Roboski Katliamı’nın üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen faillerin yargılanmadığını belirten Şengül Bingöl, “Bu durum, Türkiye’de cezasızlığın istisna değil sistematik bir devlet politikası olduğunu ortaya koymaktadır. 28 Aralık 2011’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 17’si çocuk olmak üzere 34 sivil yurttaş katledildi. Roboski, inkâr ve güvenlikçi politikaların doğrudan bir sonucudur. Devlet aklının Kürt halkının yaşamını nasıl değersizleştirdiğinin açık göstergesidir” diye belirtti.
 
'Yüzleşme olmadan demokratik çözüm mümkün değil'
 
Şengül Bingöl, Abdullah Öcalan’ın yıllardır vurguladığı gerçek ve kalıcı barış çağrısını hatırlatarak, şunları söyledi: Roboski gibi katliamlarla yüzleşilmeden, cezasızlık düzeni dağıtılmadan demokratik çözümden söz edilemez. Roboski faillerinin yargılanması, yalnızca geçmişle yüzleşmenin değil; bu topraklarda sivillerin yeniden bombalanmamasının güvencesidir. Hakikatin üzerindeki örtü kaldırılmalı, sorumlular yargı önüne çıkarılmalı ve cezasızlık politikalarına son verilmelidir. Sayın Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik çözüm çağrısı doğrultusunda inkâr ve savaş politikaları terk edilmelidir.”
 
Açıklama sloganlar eşliğinde sona erdi.