Sanatçı Dilan Cudi Saruhan: Özgürlük, bedenin ve bilincin direnişinde saklı
- 09:07 13 Aralık 2025
- Kültür Sanat
AMED - Resimlerinde özgürlük imgelerini işleyen Dilan Cudi Saruhan, eserlerinin hem kişisel hem de cezaevindeki birçok insanın ortak rüyalarından beslendiğini belirtti.
Amed Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Orta Doğu Sinema Akademisi ve Sinebîr'in yürütücülüğünde "Dinya bi çîrokan tê ba hev/Dünya hikâyelerle bir arada" şiarıyla bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Amed Uluslararası Film Festivali devam ediyor. Büyük ilgi ve katılımın olduğu festivalde bu sene 84 film izleyiciyle buluşuyor. Aynı zamanda çeşitli konulara ilişkin gerçekleştirilen atölyeler ve anlamlı mesajlar içeren resim ve fotoğraflar da sergilenenler arasında yerini alıyor.
Bir yandan Kürt kimliğine, kültürüne ve diline saldırılar her alanda aralıksız devam ederken, bir yandan da bu saldırılara karşı mücadele devam ediyor. 7’den 70’e tüm kesimin hedefinde olan bu saldırılara karşı Kürt halkı, çizdiği resimlerle, çektiği fotoğraflarla, yazdığı şiir, hikâye ve yazılarla ve yine oynadığı ve sergilediği filmlerle kimliğini, kültürünü ve dilini yaşatıyor.
Uygulanan bu savaşa karşı tutuklu olmasına rağmen kaldığı cezaevinde çizdiği resimlerle mücadelede yerini alan isimlerden biri de sanatçı Dilan Cudi Saruhan.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğrencisi iken 2017 yılında tutuklanan Sanatçı Dilan Cudi Saruhan’a, yılında arkadaşıyla yaptığı mesajlaşma “hayatın olağan akışına aykırı” görülerek “örgüt üyeliği” iddiasıyla 9 yıl hapis cezası, “Anayasal bütünlüğü bozma” iddiasından ise beraat kararı verildi ve 2017 yılında tutuklandı. 7 yıl boyunca tutuklu kalan Dilan Cudi Saruhan, cezaevinde kaldığı süre zarfında kendi ve birlikte kaldığı arkadaşlarının düşüncelerini, hayallerini kağıda dökerek resimler çizdi. Bunu yaparken de tükürük, kahve ve kalem kullandı.
Çizimlerinde yer verdiği simgelerle anlamlı mesajlar verdiğini aktaran sanatçı Dilan Cudi Saruhan, bir yandan festivale ilişkin hislerini paylaşırken bir yandan da çizdiği resimleri anlattı.
‘Festivalde bulunduğum için onur duyuyorum’
Barışın yüksek sesle konuşulduğu bu süreçte, festivalde olmaktan ve çizdiği resimleri sergilemekten büyük onur duyduğunu kaydeden Dilan Cudi Saruhan, “Öncelikle burada olmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Çok keyifliyim, bu benim için heyecanlı bir deneyim oldu. Cezaevinden sonra yaklaşık bir yıldır dışarıdayım. Böylesi bir sergide olmak insanın içini kıpır kıpır eden bir yerde. Yeni bir süreç içerisine girmişken, barış dilinin konuşulduğu ve barışa, çözüme ihtiyacı olan, artık savaşın olmadığı bir coğrafyada böylesi bir festivalin olması çok büyük bir mutluluk verici. Böyle bir sergide yer almaktan da büyük mutluluk duyuyorum. Çalışmalara gelince de, festivalde sergilediğim çalışmalarımın hepsi 2017 ve 2024 arası yılları arasında gerçekleştirdiğim çalışmalardır. Yani cezaevinde üretilmiş ve ilk defa bu festival için gösterime soktuğum çalışmalardır” dedi.
‘Kaçış rüyaları’
Dilan Cudi Saruhan, “Kaçış rüyaları” adını verdiği çalışmalarını cezaevinde yaşanan ortak bir deneyimden, yani hemen herkesin gördüğü kaçma rüyalarından yola çıkarak ürettiğini anlatarak, “Burada yer alan işlerimin ismi kaçış rüyaları. Cezaevine giren herkesin bir kaçma rüyası vardır üzerinden imgelediğim, çalıştığım bir süreçti bu. Böyle bir sergi ortaya çıktığı zaman herhâlde dedim ki en uygun bu iş olacak. Çünkü Yılmaz Güney Yol filmini çektikten sonra İmralı Adası'ndan kaçıyor. Fakat biz şimdiki günümüz şartları içerisinde kaçma eylemini gerçekleştiremesek de rüyalarımızda ya da düşümüzde ortaya çıkan, özgürlüğe yaklaşma arzusu, rüyalarda bir direnme biçimine dönüşüyor aslında. Bahsettiğim çalışmaları yaparken cezaevinde bir kaçma rüyaları üzerinden gittiğim bir süreç oldu. Yani bu sadece benimle değildi aslında. Birçok arkadaşımın ve yine cezaevine giren birçok insanın, ilk başlarda gördüğü rüyalar ya da ara ara onları rahatsız eden bir yerde duruyor kaçış. Bu aslında isyana kalkışma arzusu. Yani o bulunduğun durumu reddeden bir yerden bilinçaltı sizi buna itiyor. Benim de yaptığım biraz da buydu” diye belirtti.
Kaçışın imgeleri
Cezaevinde kilit figürleri ve uçmayı simgeleyen çizimleriyle özgürlük temasını işlediğini söyleyen Dilan Cudi Saruhan, “Çalışmalarımın içerisinde kilitler, uçmaya çalışan bir cezaevi duvarı ya da içeriden birinin bakıp da dışarıyı görebileceği, dışarıdan birinin bakıp da içeriyi görebileceği resimler var. Malzeme olarak da tükürük, mürekkep, kurşun ve tükenmez kalem kullandım. Kağıtlarımda da kahve kullanarak kahveli kâğıtlar elde ettim. Yine parça parça kolaj dediğimiz teknikle birçok malzemeyi bir araya getirerek resimlerimi bu kağıtlar üzerine çizdim. Ve çalışmalarımın bir kısmında mürekkep akıtıp tükürüğün yoğunluğuyla çizmeye çalıştığım, renklendirmeye çalıştığım aslında resimler yer alıyor” ifadelerine yer verdi.
‘Bu resimlerin hepsinde bir direniş hali var’
“Bu resimlerin hepsinde bir direniş hali var” diyen Dilan Cudi Saruhan, “Çünkü direnmek demek var olan baskıya, size sunulan-sunulmayan şeylere karşı bir şekilde yolunu bulup o gediği kaşımak, tırnaklamak hali. Biraz da sizi çözüme ve direnme hâline götüren bir yerde aslında. Ben de tabii ki de bu resimleri çizerken, ‘Siz ne kadar da beni tutmaya çalışsanız da burada aslında ben düşünsel anlamda bu mekanın çok dışındayım’ diyorum. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum; çalışmalarım bir nevi ‘kolektif bilinç’ dediğimiz tam da ‘kolektif rüyalar’ diyebileceğimiz şeyler. Bunlar, sadece benim değil, birçok kişinin görmüş olabileceği ya da kıyısından geçtiği rüyalar” diye belirtti.
Cezaevlerinde çok boyutlu direniş hali
Dilan Cudi Saruhan, “Zaten özgürlük de böyle bir şey değil midir? Bugün baktığımız zaman o kadar çok siyasi tutsağı var ki. Cezaevlerinde baktığımızda bu insanların hepsinin bir mücadele etme anlayışı var. Kimi yazarak, kimi çizerek, kimi okuyarak, kimi farklı farklı şekilde kendini ifade ederek direniyor. Bedenin, zihnin ve bilincin bir direniş hali var burada” diye konuştu.







